Helikobakter pilori: Mide Sağlığına Gizli Tehlike
Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Sarıkaya, Helikobakter pilori bakterisinin uzun süreli varlığının mide sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratabileceğini vurguladı. Büyük şehirlerin hızlı ve kalabalık temposunda hijyenin ihmal edildiği ortamlarda daha sık görülen bu bakteri, kronik mide iltihaplarının en önemli nedenlerinden biridir. Prof. Dr. Sarıkaya, özellikle gelişmekte olan ülkelerde Helikobakter pilorinin daha yaygın olduğunu belirtti.
Helikobakter pilori: Yayılma Riskleri
Prof. Dr. Sarıkaya, "Bu sinsi bakterinin yayılma riski, özellikle hijyen eksikliği, kalabalık yaşam alanları ve ortak kullanılan mutfak gereçleri gibi faktörlerle katlanarak artıyor" dedi. Helikobakter pilori, özellikle mide asidine karşı yüksek dayanıklılık gösteriyor. "Normal şartlarda midede asidik bir ortam olduğu için bakteri yaşamı zor olsa da, Helikobakter pilori üreyi parçalayarak bulunduğu ortamı bazikleştiriyor. Bu sayede asidin etkisinden kurtularak midede uzun süre varlığını sürdürebiliyor" ifadelerini kullandı.
Bulaşma Yolları
Prof. Dr. Sarıkaya, kirli sular, hijyenik olmayan yiyecekler, ortak tabak ve çatal kullanımı, ağız teması gibi etkenlerin bakterinin bulaşma riskini artırdığını belirtti. Özellikle kalabalık aile ortamlarında, düşük sosyoekonomik düzeyde ve hijyenin yetersiz olduğu koşullarda bu bakteriyle daha sık karşılaşıldığını aktardı.
Ciddi Olumsuz Etkiler
Helikobakter pilorinin uzun süreli varlığının mide sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkileri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sarıkaya, "Bu bakteri, mide iltihabı, peptik ülser ve mide kanseri gibi hastalıklara yol açabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü, Helikobakter piloriyi kanserojen olarak sınıflandırıyor. Özellikle mide veya duodenum ülserleri ve kronik gastrit vakalarında, sıklıkla bu bakteriyle karşılaşıyoruz. Helikobakter pilori, B12 vitamini eksikliği, demir eksikliği anemisi ve malt lenfomalar olarak bilinen bir lenfoma türüne de neden olabiliyor. Bu nedenle, erken tanı ve tedavi çok önemli" dedi.
Tanı ve Tedavi
Prof. Dr. Sarıkaya, bu bakterinin tanısında biyopsinin yanı sıra Helikobakter pilori antijeni ve üre testlerinin sıklıkla kullanıldığını belirtti. "Bu testler, bakterinin varlığını hızlı ve güvenilir bir şekilde ortaya çıkarıyor" dedi. Tedavi sürecinde başarı oranının genellikle %75-80 seviyelerinde olduğunu aktaran Prof. Dr. Sarıkaya, "Hastalara dörtlü tedavi yöntemi uyguluyoruz. Bu tedavi, mide koruyucu ilaçların yanı sıra birden fazla antibiyotik içeriyor. Ancak bakteri, gereksiz antibiyotik kullanımı nedeniyle bazı hastalarda direnç gelişebiliyor. Bu durumda, birkaç antibiyotiği birlikte kullanarak daha etkili sonuç almayı hedefliyoruz" değerlendirmesini yaptı.