Eşref’in içinde bir kurt kemiriyor artık; Nisan’ın muhbir olabileceği düşüncesi uykularını kaçırıyor, geceleri gözüne gözüne saplanıyor. Şüphe o kadar büyüyor ki, sonunda kararını veriyor: Nisan’ı gölgeden gölgeye izlettirecek. Takip başlasın.
Fulya’nın cansız bedeni toprağa verilirken, Nisan’ın gözündeki o ateş daha da alevleniyor. Dinçer’in en karanlık sırrını gün yüzüne çıkarmak için kendi başına, sessiz ama ölümcül bir savaşa girişiyor. Adım adım, nefes nefes…
Bu sırada Tufan polisin eline düşüyor. Bir tek kelimesi bile herkesi yakabilecek bir bomba artık. Kadir, bu yangını söndürmek adına şeytanın bile aklına gelmeyecek kadar sinsi bir planın içine çekiliyor. Ama bıçak sırtında yürüyorlar; tek bir yanlış hamle, her şeyi cehenneme çevirecek.
Eşref, bir yandan içindeki ihanet zehrini bastırmaya çalışırken, öte yandan kendisine kurulacak o iğrenç iftira tuzağına karşı çelik gibi durmak zorunda. Çünkü düşman sadece dışarıda değil, en güvendiği yerde.
Nihayet Eşref, gerçeği anlamak için son kozunu oynuyor: Nisan’a göz kamaştırıcı bir kolye hediye ediyor. O kolye, ikisinin arasında hem aşkı hem ölümü taşıyacak bir anahtar olacak. Beklenmedik, yürek durdurucu olaylar peş peşe gelecek.
Çiğdem’in zehir gibi sözleri ise Nisan’ı köşeye sıkıştırıyor. İçine düşen korku büyüdükçe büyüyor; Eşref’le arasına görünmez ama kalın bir duvar örmeye karar veriyor.
Yeni bölümlerde Eşref’le Nisan’ın yolu artık diken ve ateşle dolu. Aşk mı kalacak, ihanet mi kazanacak? Yoksa ikisi birden mi yanacak? Nefes almadan izleyeceğiz…
