Şırnak'ta Deprem Alarmı: 7'lik Fay Hattı Uyarıyor!

Türkiye'nin deprem gerçeğiyle yüzleştiği şu günlerde, uzmanlar tarafından yapılan yeni bir değerlendirme, ülkedeki aktif fay hatları ve potansiyel riskleri bir kez daha gözler önüne serdi. Ülkemizde aktif olarak bulunan 485 fay hattının varlığı biliniyor. Ancak yapılan son araştırmalar, bu faylardan 30'unun "Sismik Boşluk" olarak tanımlanan ve uzun süredir deprem üretmeyen, dolayısıyla her an harekete geçme potansiyeli taşıyan faylar arasında yer aldığını ortaya koyuyor.

Bu kritik tespitler, 2023 yılında başlatılan "Türkiye İçin Deprem Master Planı Standartlarını Belirleme Projesi (TÜRDEMAP)" kapsamında yapılan çalışmalarla gün yüzüne çıktı. Gazeteoksijen'den Baran Can Sayın'ın haberine göre bu proje, Türkiye genelindeki deprem tehlikesine karşı senaryo bazlı yaklaşımlar geliştirerek, deprem master planlarında standardizasyon sağlamayı amaçlıyor. Bu kapsamlı çalışma, mevcut bilgileri de güncelleyerek, deprem riskine karşı daha bilinçli ve hazırlıklı olunmasını hedefliyor.

Projenin yürütücüsü Dokuz Eylül Üniversitesi'nden Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Türkiye'deki fay hatlarının geçmişteki tespitlerine de değinerek, 1992 yılında ülkemizde 150 diri fay olduğunun belirlendiğini, 1996'da ise Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nün bu faylardan 15'ini sismik boşluk olarak tanımladığını belirtti. Prof. Dr. Sözbilir'in açıklamaları, sismik boşluk olarak tanımlanan fay hatlarının, uzun süredir enerji biriktirdiği ve yakın gelecekte deprem üretme olasılığının yüksek olduğu anlamına geldiğini vurguluyor.

Özellikle dikkat çeken bir nokta ise, en son ne zaman deprem ürettiği bilinmeyen Şırnak Cizre Fayı'nın, 7.08 büyüklüğünde bir deprem üretebileceği yönündeki tahminler. Bu bilgi, bölgedeki potansiyel tehlikeyi açıkça ortaya koyarken, uzmanlar, sismik boşluk olarak tanımlanan fayların yakından izlenmesi ve bu bölgelerde yaşayanların bilinçlendirilmesi gerektiğinin altını çiziyor. TÜRDEMAP projesi ile elde edilen veriler, Türkiye'nin deprem riskine karşı daha etkili önlemler almasına ve gelecekte yaşanabilecek olası felaketlere karşı daha hazırlıklı olmasına katkı sağlayacak.