Cennet’in Çocukları’nda yüreğimizi hem yumuşacık yapacak hem de yerinden oynatacak bir bölüme adım atıyoruz.
Kamil’in ayna karşısındaki o çaresiz bakışı… Aslında o gözlerdeki titreme, Gönül’e beslediği sevginin ne kadar tertemiz, ne kadar yürekten olduğunun en büyük ispatı değil mi? 13. bölümde Kamil nihayet korkularını cebine koyup kalbinin kapısını ardına kadar Gönül’e açıyor. Ayşe ise annesinin mutluluğu için gece gündüz koştururken, bizler ekran başında bu saf aşka içten içe dua ediyoruz. Ama içimizde o soğuk korku hiç eksik olmuyor: Ya Gönül, Kamil’in sakladığı o büyük sırrı öğrenirse? Bu güzel masal yarım mı kalacak?
Öte yandan pişmanlığın kor ateşinde kavrulan bir Yasemin var karşımızda. Metin’e attığı o ağır iftira, şimdi kendi kalbine saplanmış bir hançer gibi duruyor. Metin’in dimdik, onurlu duruşu karşısında adeta eriyip giden Yasemin’i izlerken, aralarındaki buzların yavaş yavaş çözüldüğüne tanık olacağız. Bakışlardaki o sessiz özür, o utangaç yakınlaşma hepimizi içten içe sarsacak. Çünkü bazen aşk, en derin nefretin küllerinden doğar… Yasemin ile Metin’in yolculuğu işte tam burada, o küllerin içinden yeniden başlıyor.
Adem ve Sezen’in yuvası ise hâlâ fırtınanın gölgesinde. Para, hırs, Hediye’nin yirmi şeref beyin hesapları, bir de üstüne dayının karanlık ve şüpheli paraları… Umarız bu sevda dolu yuvayı sarsacak son darbeyi indirmesinler. Biz sadece, o masum aşkların kazanmasını diliyoruz.