Yoğun bakımda hayat ve ölüm arasındaki ince çizgi

Yoğun bakımda hayat ve ölüm arasındaki ince çizgi

Dünya Yoğun Bakım Günü ve Türkiye’de Yoğun Bakım Kapasitesi


27 Ağustos, her yıl Dünya Yoğun Bakım Günü olarak anılıyor. Bu özel günün ortaya çıkışı, 1952 yazında Danimarka’da yaşanan büyük bir polio salgınına dayanıyor. O dönemde 2 bin 722 hasta hastanelere başvurmuş, solunum kaslarının felci nedeniyle yüzlercesi ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. Hastanelerde yalnızca yedi adet “demir akciğer” bulunması, solunum yetmezliği gelişen hastaların yaklaşık %90’ının hayatını kaybetmesine yol açıyordu.


Tam bu kritik noktada, genç anestezi uzmanı Björn Ibsen, devrim niteliğinde bir çözüm geliştirdi. Trakeostomi uygulayarak hastalara pozitif basınçlı ventilasyon sağladı. Cihaz sayısı yetersiz olduğundan, onlarca tıp öğrencisi sırayla kauçuk balonlarla manuel solunum desteği verdi. 27 Ağustos 1952’de bu yöntem, 12 yaşındaki Vivi Ebert üzerinde başarıyla uygulandı ve hasta ölümden döndü. Bu olay, modern yoğun bakım tıbbının doğuşu olarak kabul edildi.


Türkiye’de Yoğun Bakım Kapasitesi

Sağlık Bakanlığı’nın 2023 verilerine göre Türkiye’de 1.566 hastanede toplam 48.966 yoğun bakım yatağı bulunuyor. Bu rakam, ülke genelindeki toplam hastane yataklarının yaklaşık %18’ine denk geliyor. Yatakların dağılımı ise şu şekilde: %50’si Sağlık Bakanlığı hastanelerinde, %14’ü üniversite hastanelerinde, %35’i ise özel hastanelerde. İstanbul’daki yoğun bakım yatakları toplamın yaklaşık %20’sini oluştururken, Marmara Bölgesi genelinde kapasitenin yaklaşık %30’u yoğun bakım servislerinde yer alıyor.

0 beğeni

Son Eklenen Haberler