Şırnak Üniversitesi'nden dikkat çekici bir keşif haberi geldi. İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü Tasavvuf Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Baz, Türkiye'nin son dönemde petrolle adından sıkça söz ettirdiği Gabar Dağı'nda, nefes kesen bir mağara keşfetti. Keşfedilen bu doğal oluşum, Gabar ve Çırav Dağları arasında, yüzlerce metrelik uçurumun kenarında yer alıyor ve eşsiz manzarasıyla ziyaretçilerini büyülüyor.
Gabar Dağı, sadece yer altı zenginlikleriyle değil, aynı zamanda binlerce yıllık tarihi mirasıyla da dikkat çekiyor. Bölgede camiler, kiliseler, medreseler, manastırlar, çarşılar, çeşmeler, kubbeler, kaleler, Fındık ve çevresindeki hanlar gibi pek çok tarihi yapı bulunuyor. Tarihi taş yollar, mezarlıklar, elle kazılmış su kanalları, duvar resimleri, rölyefler ve kaya mezarları da bu zenginliği tamamlıyor. Şelaleler ve onlarca değirmen gibi doğal güzelliklerin yanı sıra, mağaralar da Gabar Dağı'nın keşfedilmeyi bekleyen sırlarından sadece birkaçı.
Prof. Dr. İbrahim Baz, Gabar Dağı'ndaki mağaraların, dağın kaya yapısının sağladığı imkanlar sayesinde iki farklı türde olduğunu belirtiyor. Bunlardan ilki, farklı medeniyetlere ait, insanların oyarak yaptığı cami, kilise ve medreselerden oluşuyor. Özellikle Hristiyan mistiklerinin ibadet ve inziva için kullandığı bu mağaralar, önemli tarihi izler taşıyor. Ancak, bu mağaralardaki resim ve çizimlerin birçoğu, maalesef bilinçsizlik nedeniyle zarar görmüş durumda.
Mağaraların ikinci türü ise doğal oluşumlarla meydana gelmiş. Zaman zaman insan yaşamına da ev sahipliği yapmış bu mağaralar, Gabar Dağı'nın jeolojik yapısının ve tarihinin birer yansıması olarak ön plana çıkıyor. Prof. Dr. Baz'ın bu keşfi, bölgenin tarihi ve kültürel önemini bir kez daha vurgularken, Gabar Dağı'nın sadece petrol değil, aynı zamanda keşfedilmeyi bekleyen daha nice sırrı barındırdığını da gözler önüne seriyor.
Gabar'ın Sırrı Çözüldü: Şikefta Omerê Haso!
Elif7373 tarafından
08.05.2025 00:15 tarihinde paylaşıldı

0 beğeni